Şiirler
Gece düştüm sokaklaraHer yerde seni aradım
Birden karşıma çıktın
Seni gördüm ağladım.
Yine ne kadar iyiydin
Yine ne kadar sıcak
Oysa neler anlatıyordum içimden
Artık diyebilmem imkansız.
Söyle söyle yar bize ne oldu
Yine gönlüm derbeder oldu
İstedim gözünü öpeyim
Gözlerin düşmanım oldu.
Alışamadım yalnızlığına
Karanlığa çok uzağım
Ne olur södürme ışıkları
Karanlığa alışacağım.
Gitme bu gece, gitme, gitme
Ne olur kal benimle
Ağlatmasın şarkılarım ağlatmasın
Belki bu son gece.
İmkânsızlıkları yaşamak mıdır sevmek,
Yoksa severken imkânsız mıdır yaşayabilmek?
Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek,
Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?
Kolay mıdır biranda vazgeçip gitmek,
Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi gerek?
Ayrılık hüzündür yalnızlıktır
Ayrılık olmayan sabahın gecesidir
Ayrılık duymayan kulağın sesi
Görmeyen gözün hayat gailesidir
Sevmek eline aldığın tek kalem ile güzel sözler yazmak değil.
Sevmek seviyorum sözü olan kuru bir ifade değil.
Sevmek ölene dek sevmektir. Sevmek sevdiği uğruna kefen giymektir.
Bir yolcu bekliyorum birgün gelecek,
Bir kaader çiziyorum her zaman gülecek,
Bir hayal kuruyorum hiç bitmeyecek,
Bir kalp taşıyorum senden başkasını sevmeyecek...!
Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazılar seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedimki ‘söz ver kendine’
Denizleri seviyorsan,
dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan,
önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki,
Son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymişki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım…
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur?
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludu
Rüzgarlara söylerim
Rüzgarlara söylerim..,
senden essinler diye…
seslerini beklerim..,
senden gelsinler diye…
dilime küserim..,
adınla dönmeyince…
dudağımı severim..,
dudağına değince…
yağmurlara söylerim..,
senden yağsınlar diye…
yaşlarını beklerim..,
senden düşsünler diye…
gözlerime küserim..,
seninle gülmeyince….
dudağımı severim..,
dudağına değince… Her yerde sen
Bu sabah yine “SEN” de kalktım,
“SEN”sizliğe durmuş saatlere inat.
Sonra pencereyi açtım,
“SENİ” çektim içime doyasıya.
Kahvaltıda “SENİ” içtim
Sıcacık oldu içim,
Gazetede ‘’SENİ’’i okudum sayfa sayfa.
Ardından giyinip, attım kendimi sokağa
“SENİ” yürüdüm adım adım.
Sanaydı verdiğim her merhaba,
İşyerinde de “SEN” vardın.
Konuştuğum her seste senin sesin,
Her yüz de “SEN” din.
Seninle vardı
Gün akşama.
Sokakta,”SEN”din yüzüme çarpan rüzgâr,
Dudaklarımdaki hınzır ıslığım.
Karanlığıyla karşılayan fakirhanemde,
“SEN” aydınlattın her yanı.
İkimiz için kurduğum soframda “SEN”din,
Yediğim lokma da.
“SEN”din dalacağım uykum,
Bin heyecanla yattım,
Ellerim dokununca, yanımdaki buz gibi boşluğa
Sabahlara kadar yine,
“SEN”sizliğe ağladım.
Şimdi uzağım belki
Şimdi Uzağım Belki!..
Ama Belli Mi Olur
Belki Demli Bir ” Çay ” Kokusuyla Gelirim..!
Belki ” Yağmur ” Olur Yağarım Şehrine..!
Belki De ” Rüzgar’la ” Düşerim Önüne..!
Sen yeter ki BEKLE.
Üç nokta aşktır
Üç nokta aşktır…
Her nokta gizli bir Ahtır!… v Seviyorum deyip haykıramamaktır…
Boğazda düğümlenen iki çift sözdür…
Dilin lal, gönlün melal olduğu andır…
Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır…
Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır…
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır…
Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir, …
Geçenlerde gözlerine dalmıştım
Sen ise sormuştun
ne düşünüyorsun diye
ben ise söylememiştim
neden diye sorduğunda
zamanı gelince söylerim demiştim
zamanı geldi sevdiğim
düşündüğümü söylüyorum
sensizliği düşünüyordum
sensiz nasıl yaşarım diyordum
gel görki aşk bitti sende
bense hala aşkından yanıyorum
Aşk hiç bitmez
Aşk hiç bitmese diyorum
yalan yalan yalann olur
beni hiç kimseler anlamıyorki
yaşan mıyor bu günler
yalnız kaldım bu geceler
Beni yar diyip yardan ayıran
İçimde bir his var
En derinlerimde simsiyah
Zifiri geceler gibi
Dilimden çıkıcak kelime kadar yakın
Dünyanın öbür ucundaymış gibi uzak
İçimde birşeyler var
Beni senden çıkarıp alan
Beni sana yar eden
Beni yar diyip yardan ayıran
Bana aşkı öğretip yaşatan
Kızgın bir ateş gibi beni yakan
Yada bir su gibi teşimi söndüren
Sen varsın aklımda
Dilimin ucundasın
Ama dünyanın öbür ucunda ÇOK UZAKTASIN.
Sapla Hançeri Kalbime
Sapla hançeri kalbime
Kalbim kana bulansın
Fazla derine inme
Çünkü orda SEN VARSIN
Özledim Çok Özledim
Sesini duyar gibi oldum,
Uykularımın derinliklerinden,
Leylam olmuşsun mecnununkinden,
Tanıyamadınmı ben mecnun; leylanınkinden…
Adlarımızın farkına takılma,
Ne farkım kaldı ki leylanınkinden?
Islak ıslak sana gelmedim mi?
Mağlup olup aşkına acılara boyun eğmedim mi?…
Sevgimin şahidi uykusuz gecelerim,
Esirinim ben senin yüreğinin,
Nedendir bu denli sana olan sevgim?
İstenmeyecek kadar az mı sevgim?
Sevmeye doyamam gül yüzünü, v Ellerim hasret kokuyor yokluğundan ötürü…
Verdiğim değerin bu mu hakederi?
İnanırsan bana daha da mutlu edebilirim seni…
Yorgun bitap düştü yüreğim,
Orta kaldı sevgim, sanki bedenim yarı çıplak…
Ramak kalmıştı hayatıma son vermeme,
Ummadığım anda yaktın beni gözlerindeki ateşinle…
Mutluyum seninle, mutluluğumuzu daha fazla bekletme…
UmUdUm BiTtİ
Sevmek nedir arkadaş
Sevmek yaşamaktır,acıda olsa
Sevmek inanmaktır,zerre kadar kuşkusuz
Sevmek ölmektir,uğrunda ölebilmektir
Sevdiğini kendine değişmektir sevmek
Sevmek sevdiğin varolmaktır
Sevmek dediğin mücadele etmek hemen pes etmemektir.
Sevmek dediğin kalpleri birleştirmektir
Sevmek dediğin bir bedende iki kalp taşımaktır.
Sevmek dediğin samimiyettir içtenliktir.
Rüzgarlara söylerim
Rüzgarlara söylerim..,
senden essinler diye…
seslerini beklerim..,
senden gelsinler diye…
dilime küserim..,
adınla dönmeyince…
dudağımı severim..,
dudağına değince…
yağmurlara söylerim..,
senden yağsınlar diye…
yaşlarını beklerim..,
senden düşsünler diye…
gözlerime küserim..,
seninle gülmeyince….
dudağımı severim..,
dudağına değince…
Her yerde sen
Bu sabah yine “SEN” de kalktım,
“SEN”sizliğe durmuş saatlere inat.
Sonra pencereyi açtım,
“SENİ” çektim içime doyasıya.
Kahvaltıda “SENİ” içtim
Sıcacık oldu içim,
Gazetede ‘’SENİ’’i okudum sayfa sayfa.
Ardından giyinip, attım kendimi sokağa
“SENİ” yürüdüm adım adım.
Sanaydı verdiğim her merhaba,
İşyerinde de “SEN” vardın.
Konuştuğum her seste senin sesin,
Her yüz de “SEN” din.
Seninle vardı
Gün akşama.
Sokakta,”SEN”din yüzüme çarpan rüzgâr,
Dudaklarımdaki hınzır ıslığım.
Karanlığıyla karşılayan fakirhanemde,
“SEN” aydınlattın her yanı.
İkimiz için kurduğum soframda “SEN”din,
Yediğim lokma da.
“SEN”din dalacağım uykum,
Bin heyecanla yattım,
Ellerim dokununca, yanımdaki buz gibi boşluğa
Sabahlara kadar yine,
“SEN”sizliğe ağladım. Yolunda gençliğim sönse de, yine
İçimde kız senin aşkın var, yeter.
Baygınlık çöksün de kirpiklerine
O kumral saçlarla beni sar yeter.
Varlığın düşerken en şakrak çağa
Dolaştım bakıştan,nurdan bir ağa;
Beni öldürmeğe ve yaşatmağa
O baygın gölgeli bakışlar yeter..
Karşında hasretle gelsem dize de
Anlatsam şu gönül ne felekzede.
Bahar yollarında ikimize de
Manekşe türbeli bir mezar yeter…
buruşuk tenler ağladı,
bulut yandı susuzluktan,
yıllar acıdı
sen acımadın
nerdesin ey yar?
çılgınlık adım oldu,
sevdam, sazım oldu
kanım kurudu canda
nerdesin ey yar?
uzanır dalların da
benden önce gidersin diye
Rabbime… korkuyorum!
bana bir dağ söyle,
eteğine varayım.
aşılmaz geçitlerine
güller sereyim…
bir ses vereyim,
dağlar inlesin…
rüzgarlar alsın sesimi,
savrul sen de ben gibi.
sahte sevgilere mi sarıldın?
üşümez misin sevdamsız?
buradayım de,
varayım…
vuslata kaç var
bileyim.
İstersen hiç başlamasın
Bu hikaye eksik kalsın
Onca yaraların ardından
Yeni bir aşk yaratamazsın
Örselenmiş bir çocukluk
İşte benim bütün hikayem
Kaç sevda geçse de yüreğimden
Bu yıkıntıları onaramazsın
İstersen hiç başlamasın
Geç kalmışız birbirimize
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize
İstersen hiç başlamasın
Söz verelim kendimize.
Avuçlarımda beş çakıl taşı
Birkaç midye kabuğu senden arda kalanlar
Yanaklarımda sonbahar hüzün göz yaşı
Anılarsa mazideki yalanlar
Oysa senle gelmişti yüreğime bayram
Akdeniz seninleydi seyran
Sen; kelebeğin kanatlarında
Deniz aşırı ülkelerden gelip saran
Mavilerime maviler karan sevgilim
Kutsal ateşe benzerdi o buselerin
Tortusuydun , şarap tadında gecelerin
Sen hayallerim sendin gerçeğim
Eylül bezenmiş gurbet çiçeğim
Sıla kokardı tenin burcu burcu
Yokluğun bana ölüm orucu
Sınırsız yaşasak da bu aşkı
Yüreğimden tut beni, sımsıkı
Düşersem umutlarım düşer, ben biterim
Düşlerim sevgilerim biter, çeker giderim
Sessiz bir şarkı olurum dudaklarında
Kayıp yüz olurum bu şehrin sokaklarında
Beynimde vurgun veda sözleri
Göğsümde aşkın ayak izleri
Beni abislere gömdüğün günden beri
Kırmızı güllere düşen şebnem
Ey gönlümün güzelliği diğer yarısı
Yapraklar sararınca mı düşer
Düşeceğinden mi kesilir safran sarısı
Bu nasıl tutkudur nasıl ilk kalp ağrısı
Hangi canan saçlarında asar bir canı
Hangi gurbet sinesine basar
Böyle ayrılığı, ey canımın sancısı
Saçlarına sinmiş gurbet kokusu .
Yüreğinde yatar aşkın tutkusu .
Dudaklarından bir sevda türküsü ,
Ninniler misali dökersin canan .
Cheimera’nın ateşi yanıyor avuçlarında .
Şarabın al rengi dudaklarında .
Akşamın hüznü yanaklarına vuruyor ,
Yalnız bir martı son seferinden dönerken .
Damarlarda sönmeyen alevsin canan .
Zülfüne düşüyor gece karası ,
Gözleri sineye kurşun yarası,
Söyle nedir? Böyle derdin çaresi ,
Hasretten boynumu bükersin canan .
Bazen barlardan geçer yolculuğun .
Bazen susturur şarkıları yokluğun .
Gülüşüne renk katar tatlı sarhoşluğun .
Bu kente ışıklar saçar mutluluğun .
Bitmesin rüyan bitmesin canan .
Dağlar mı saklıyor seni yıllar mı ?
Fallar mı ?gel diyor yoksa yollar mı?
Suçlu kim? Yazan mı yoksa roller mi?
Hasretle yürekler sökersin canan .
Zaman sürükledi seni ıssız bir kumsala .
Başladı kovalamaca o dev dalgalarla .
Göz göze geldiğin an sudaki yıldızla ,
Islanır saçların yakamozlarla .
Kuma karışır anıların yitersin canan
• Senin için ‘ yasak ‘ dediler.
• Yasaklar çiğnenmek içindir, dedim.
• Senin için ‘ imkânsız ‘ dediler.
• Önemli olan imkânsızı başarmak, dedim.
• Senin için ‘ olmaz ‘ dediler.
• Dünya da olmayacak şey yok, dedim.
• Senin için ’ zor ‘ dediler.
• Kolay olsaydı değeri olmazdı, dedim.
• ‘ Onda bulduğun nedir ki ‘ dediler.
• Herkeste arayıp bulamadığım, dedim.
• Senin için ‘ o ne ‘ dediler.
• Hayattaki gülen yüzüm, dedim.
• Ona öyle nasıl bağlandın ‘ dediler.
• Ben değil o ”bağladı” dedim.
• Oda senin gibi sevdi mi ‘ dediler.
• İşte cevap veremediğim tek şey buydu.
• Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç ‘ dediler.
• Vazgeçecek olsaydım sevmezdim, dedim ♥