.
Duyuru
"Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır" 
YILDIRAY BAŞARAN
HOŞGELDİNİZ

Şiirler

Gece düştüm sokaklara
Her yerde seni aradım
Birden karşıma çıktın
Seni gördüm ağladım.


Yine ne kadar iyiydin
Yine ne kadar sıcak
Oysa neler anlatıyordum içimden
Artık diyebilmem imkansız.


Söyle söyle yar bize ne oldu
Yine gönlüm derbeder oldu
İstedim gözünü öpeyim
Gözlerin düşmanım oldu.


Alışamadım yalnızlığına
Karanlığa çok uzağım
Ne olur södürme ışıkları
Karanlığa alışacağım.


Gitme bu gece, gitme, gitme
Ne olur kal benimle
Ağlatmasın şarkılarım ağlatmasın
Belki bu son gece.




İmkânsızlıkları yaşamak mıdır sevmek,

Yoksa severken imkânsız mıdır yaşayabilmek?

Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek,

Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?

Kolay mıdır biranda vazgeçip gitmek,

Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi gerek?


Ayrılık hüzündür yalnızlıktır

Ayrılık olmayan sabahın gecesidir

Ayrılık duymayan kulağın sesi

Görmeyen gözün hayat gailesidir

Sevmek eline aldığın tek kalem ile güzel sözler yazmak değil.
Sevmek seviyorum sözü olan kuru bir ifade değil.

Sevmek ölene dek sevmektir. Sevmek sevdiği uğruna kefen giymektir.

Bir yolcu bekliyorum birgün gelecek,

Bir kaader çiziyorum her zaman gülecek,

Bir hayal kuruyorum hiç bitmeyecek,

Bir kalp taşıyorum senden başkasını sevmeyecek...!

Öyle bir hayat yaşıyorum ki,

Cenneti de gördüm cehennemi de

Öyle bir aşk yaşadım ki

Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.

Bazılar seyrederken hayatı en önden,

Kendime bir sahne buldum oynadım.

Öyle bir rol vermişler ki,

Okudum okudum anlamadım.

Kendi kendime konuştum bazen evimde,

Hem kızdım hem güldüm halime,

Sonra dedimki ‘söz ver kendine’

Denizleri seviyorsan,

dalgaları da seveceksin,

Sevilmek istiyorsan,

önce sevmeyi bileceksin,

Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.

Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.

Öyle bir hayat yaşadım ki,

Son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymişki zaman,

Hep acele etmem bundan, anladım…

Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?

Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?

Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?

Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?

Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?

Solması için gülü dalından mı koparmalı?

Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?

Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?


ben sana mecburum bilemezsin

adını mıh gibi aklımda tutuyorum

büyüdükçe büyüyor gözlerin

ben sana mecburum bilemezsin

içimi seninle ısıtıyorum

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor

bu şehir o eski istanbul mudur?

karanlıkta bulutlar parçalanıyor

sokak lambaları birden yanıyor

kaldırımlarda yağmur kokusu

ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludu


Rüzgarlara söylerim

Rüzgarlara söylerim..,

senden essinler diye…

seslerini beklerim..,

senden gelsinler diye…

dilime küserim..,

adınla dönmeyince…

dudağımı severim..,

dudağına değince…


yağmurlara söylerim..,

senden yağsınlar diye…

yaşlarını beklerim..,

senden düşsünler diye…

gözlerime küserim..,

seninle gülmeyince….

dudağımı severim..,

dudağına değince… Her yerde sen

Bu sabah yine “SEN” de kalktım,

“SEN”sizliğe durmuş saatlere inat.

Sonra pencereyi açtım,

“SENİ” çektim içime doyasıya.

Kahvaltıda “SENİ” içtim

Sıcacık oldu içim,

Gazetede ‘’SENİ’’i okudum sayfa sayfa.

Ardından giyinip, attım kendimi sokağa

“SENİ” yürüdüm adım adım.

Sanaydı verdiğim her merhaba,

İşyerinde de “SEN” vardın.

Konuştuğum her seste senin sesin,

Her yüz de “SEN” din.

Seninle vardı


Gün akşama.

Sokakta,”SEN”din yüzüme çarpan rüzgâr,

Dudaklarımdaki hınzır ıslığım.

Karanlığıyla karşılayan fakirhanemde,

“SEN” aydınlattın her yanı.

İkimiz için kurduğum soframda “SEN”din,

Yediğim lokma da.

“SEN”din dalacağım uykum,

Bin heyecanla yattım,

Ellerim dokununca, yanımdaki buz gibi boşluğa

Sabahlara kadar yine,

“SEN”sizliğe ağladım.


Şimdi uzağım belki

Şimdi Uzağım Belki!..

Ama Belli Mi Olur

Belki Demli Bir ” Çay ” Kokusuyla Gelirim..!

Belki ” Yağmur ” Olur Yağarım Şehrine..!

Belki De ” Rüzgar’la ” Düşerim Önüne..!

Sen yeter ki BEKLE.


Üç nokta aşktır

Üç nokta aşktır…

Her nokta gizli bir Ahtır!… v Seviyorum deyip haykıramamaktır…

Boğazda düğümlenen iki çift sözdür…

Dilin lal, gönlün melal olduğu andır…

Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır…

Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır…

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır…

Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir, …


Geçenlerde gözlerine dalmıştım

Sen ise sormuştun

ne düşünüyorsun diye

ben ise söylememiştim

neden diye sorduğunda

zamanı gelince söylerim demiştim

zamanı geldi sevdiğim

düşündüğümü söylüyorum

sensizliği düşünüyordum

sensiz nasıl yaşarım diyordum

gel görki aşk bitti sende

bense hala aşkından yanıyorum

Aşk hiç bitmez

Aşk hiç bitmese diyorum

yalan yalan yalann olur

beni hiç kimseler anlamıyorki

yaşan mıyor bu günler

yalnız kaldım bu geceler


Beni yar diyip yardan ayıran

İçimde bir his var

En derinlerimde simsiyah

Zifiri geceler gibi

Dilimden çıkıcak kelime kadar yakın

Dünyanın öbür ucundaymış gibi uzak


İçimde birşeyler var

Beni senden çıkarıp alan

Beni sana yar eden

Beni yar diyip yardan ayıran

Bana aşkı öğretip yaşatan

Kızgın bir ateş gibi beni yakan

Yada bir su gibi teşimi söndüren

Sen varsın aklımda

Dilimin ucundasın

Ama dünyanın öbür ucunda ÇOK UZAKTASIN.

Sapla Hançeri Kalbime

Sapla hançeri kalbime

Kalbim kana bulansın

Fazla derine inme

Çünkü orda SEN VARSIN


Özledim Çok Özledim

Sesini duyar gibi oldum,

Uykularımın derinliklerinden,

Leylam olmuşsun mecnununkinden,

Tanıyamadınmı ben mecnun; leylanınkinden…

Adlarımızın farkına takılma,

Ne farkım kaldı ki leylanınkinden?

Islak ıslak sana gelmedim mi?

Mağlup olup aşkına acılara boyun eğmedim mi?…

Sevgimin şahidi uykusuz gecelerim,

Esirinim ben senin yüreğinin,

Nedendir bu denli sana olan sevgim?

İstenmeyecek kadar az mı sevgim?

Sevmeye doyamam gül yüzünü, v Ellerim hasret kokuyor yokluğundan ötürü…

Verdiğim değerin bu mu hakederi?

İnanırsan bana daha da mutlu edebilirim seni…

Yorgun bitap düştü yüreğim,

Orta kaldı sevgim, sanki bedenim yarı çıplak…

Ramak kalmıştı hayatıma son vermeme,

Ummadığım anda yaktın beni gözlerindeki ateşinle…

Mutluyum seninle, mutluluğumuzu daha fazla bekletme…

UmUdUm BiTtİ


Sevmek nedir arkadaş

Sevmek yaşamaktır,acıda olsa

Sevmek inanmaktır,zerre kadar kuşkusuz

Sevmek ölmektir,uğrunda ölebilmektir

Sevdiğini kendine değişmektir sevmek

Sevmek sevdiğin varolmaktır

Sevmek dediğin mücadele etmek hemen pes etmemektir.

Sevmek dediğin kalpleri birleştirmektir

Sevmek dediğin bir bedende iki kalp taşımaktır.

Sevmek dediğin samimiyettir içtenliktir.


Rüzgarlara söylerim

Rüzgarlara söylerim..,

senden essinler diye…

seslerini beklerim..,

senden gelsinler diye…

dilime küserim..,

adınla dönmeyince…

dudağımı severim..,

dudağına değince…


yağmurlara söylerim..,

senden yağsınlar diye…

yaşlarını beklerim..,

senden düşsünler diye…

gözlerime küserim..,

seninle gülmeyince….

dudağımı severim..,

dudağına değince…


Her yerde sen

Bu sabah yine “SEN” de kalktım,

“SEN”sizliğe durmuş saatlere inat.

Sonra pencereyi açtım,

“SENİ” çektim içime doyasıya.

Kahvaltıda “SENİ” içtim

Sıcacık oldu içim,

Gazetede ‘’SENİ’’i okudum sayfa sayfa.

Ardından giyinip, attım kendimi sokağa

“SENİ” yürüdüm adım adım.

Sanaydı verdiğim her merhaba,

İşyerinde de “SEN” vardın.

Konuştuğum her seste senin sesin,

Her yüz de “SEN” din.

Seninle vardı


Gün akşama.

Sokakta,”SEN”din yüzüme çarpan rüzgâr,

Dudaklarımdaki hınzır ıslığım.

Karanlığıyla karşılayan fakirhanemde,

“SEN” aydınlattın her yanı.

İkimiz için kurduğum soframda “SEN”din,

Yediğim lokma da.

“SEN”din dalacağım uykum,

Bin heyecanla yattım,

Ellerim dokununca, yanımdaki buz gibi boşluğa

Sabahlara kadar yine,

“SEN”sizliğe ağladım. Yolunda gençliğim sönse de, yine

İçimde kız senin aşkın var, yeter.

Baygınlık çöksün de kirpiklerine

O kumral saçlarla beni sar yeter.

Varlığın düşerken en şakrak çağa

Dolaştım bakıştan,nurdan bir ağa;

Beni öldürmeğe ve yaşatmağa

O baygın gölgeli bakışlar yeter..

Karşında hasretle gelsem dize de

Anlatsam şu gönül ne felekzede.

Bahar yollarında ikimize de

Manekşe türbeli bir mezar yeter…


buruşuk tenler ağladı,

bulut yandı susuzluktan,

yıllar acıdı

sen acımadın

nerdesin ey yar?

çılgınlık adım oldu,

sevdam, sazım oldu

kanım kurudu canda

nerdesin ey yar?

uzanır dalların da

benden önce gidersin diye

Rabbime… korkuyorum!

bana bir dağ söyle,

eteğine varayım.

aşılmaz geçitlerine

güller sereyim…

bir ses vereyim,

dağlar inlesin…

rüzgarlar alsın sesimi,

savrul sen de ben gibi.

sahte sevgilere mi sarıldın?

üşümez misin sevdamsız?

buradayım de,

varayım…

vuslata kaç var

bileyim.


İstersen hiç başlamasın

Bu hikaye eksik kalsın

Onca yaraların ardından

Yeni bir aşk yaratamazsın

Örselenmiş bir çocukluk

İşte benim bütün hikayem

Kaç sevda geçse de yüreğimden

Bu yıkıntıları onaramazsın

İstersen hiç başlamasın

Geç kalmışız birbirimize

Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl

Dönemeyiz artık ilk gençliğimize

İstersen hiç başlamasın

Söz verelim kendimize.


Avuçlarımda beş çakıl taşı

Birkaç midye kabuğu senden arda kalanlar

Yanaklarımda sonbahar hüzün göz yaşı

Anılarsa mazideki yalanlar

Oysa senle gelmişti yüreğime bayram

Akdeniz seninleydi seyran

Sen; kelebeğin kanatlarında

Deniz aşırı ülkelerden gelip saran

Mavilerime maviler karan sevgilim

Kutsal ateşe benzerdi o buselerin

Tortusuydun , şarap tadında gecelerin

Sen hayallerim sendin gerçeğim

Eylül bezenmiş gurbet çiçeğim

Sıla kokardı tenin burcu burcu

Yokluğun bana ölüm orucu

Sınırsız yaşasak da bu aşkı

Yüreğimden tut beni, sımsıkı

Düşersem umutlarım düşer, ben biterim

Düşlerim sevgilerim biter, çeker giderim

Sessiz bir şarkı olurum dudaklarında

Kayıp yüz olurum bu şehrin sokaklarında

Beynimde vurgun veda sözleri

Göğsümde aşkın ayak izleri

Beni abislere gömdüğün günden beri

Kırmızı güllere düşen şebnem

Ey gönlümün güzelliği diğer yarısı

Yapraklar sararınca mı düşer

Düşeceğinden mi kesilir safran sarısı

Bu nasıl tutkudur nasıl ilk kalp ağrısı

Hangi canan saçlarında asar bir canı

Hangi gurbet sinesine basar

Böyle ayrılığı, ey canımın sancısı


Saçlarına sinmiş gurbet kokusu .

Yüreğinde yatar aşkın tutkusu .

Dudaklarından bir sevda türküsü ,

Ninniler misali dökersin canan .

Cheimera’nın ateşi yanıyor avuçlarında .

Şarabın al rengi dudaklarında .

Akşamın hüznü yanaklarına vuruyor ,

Yalnız bir martı son seferinden dönerken .

Damarlarda sönmeyen alevsin canan .

Zülfüne düşüyor gece karası ,

Gözleri sineye kurşun yarası,

Söyle nedir? Böyle derdin çaresi ,

Hasretten boynumu bükersin canan .

Bazen barlardan geçer yolculuğun .

Bazen susturur şarkıları yokluğun .

Gülüşüne renk katar tatlı sarhoşluğun .

Bu kente ışıklar saçar mutluluğun .

Bitmesin rüyan bitmesin canan .

Dağlar mı saklıyor seni yıllar mı ?

Fallar mı ?gel diyor yoksa yollar mı?

Suçlu kim? Yazan mı yoksa roller mi?

Hasretle yürekler sökersin canan .

Zaman sürükledi seni ıssız bir kumsala .

Başladı kovalamaca o dev dalgalarla .

Göz göze geldiğin an sudaki yıldızla ,

Islanır saçların yakamozlarla .

Kuma karışır anıların yitersin canan


• Senin için ‘ yasak ‘ dediler.
• Yasaklar çiğnenmek içindir, dedim.

• Senin için ‘ imkânsız ‘ dediler.
• Önemli olan imkânsızı başarmak, dedim.

• Senin için ‘ olmaz ‘ dediler.
• Dünya da olmayacak şey yok, dedim.

• Senin için ’ zor ‘ dediler.
• Kolay olsaydı değeri olmazdı, dedim.

• ‘ Onda bulduğun nedir ki ‘ dediler.
• Herkeste arayıp bulamadığım, dedim.

• Senin için ‘ o ne ‘ dediler.
• Hayattaki gülen yüzüm, dedim.

• Ona öyle nasıl bağlandın ‘ dediler.
• Ben değil o ”bağladı” dedim.

• Oda senin gibi sevdi mi ‘ dediler.
• İşte cevap veremediğim tek şey buydu.

• Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç ‘ dediler.

• Vazgeçecek olsaydım sevmezdim, dedim ♥

 
yıldıray başaran http://basaranyldray.tr.gg/Ana-Sayfa.htm
Başa Dön
basaranyldray Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol